ve Geliştirme Koordinatörü, İç Denetim
Müdürü, Bilgi Teknolojileri Müdürü ve
idari yardımcılar görev yapmaktadır.
Bu kurumların idaresindeki
prensipleriniz, ileriye dönük hedefleriniz
nelerdir?
Bizim temel ilkelerimizden biri eğitim kalitesi
ve felsefesinde oturmuş ve başarısı kanıtlanmış
bir sistemin devamlılığını sağlamak; bir diğeri
Gaziantep’teki hastanemizin bölge insanına hakettiği en kaliteli
sağlık hizmetini sunması konusunda ve yayınevimize kaliteli
/ güvenilir referans kitaplarının yani sıra belli bir standardın
üstünde kitap üretmek konusunda destek olmak. Bütün bunları
yaparken de üzerine artılar koymayı ihmal etmemek, tüm
hizmetlerimizi en çağdaş hale getirmek, güncelleştirerek devam
etmelerini sağlamak en büyük hedefimiz.
SEV Okulları çevresiyle ilgili, dünya ile ilgilenen ve onu
değiştirmek üzere müdahale edecek fikirler ortaya koyan bir
kuşak yetiştiriyor. Bu sadece yardımseverlik, hayırseverlikle
açıklanırsa eksik kalır değil mi?
Sadece bir hayırseverlik duygusu ile değil bir sorumluluk ve
içinde bulunduğun dünyaya katma değer sağlamak üzere
yetişiyor çocuklarımız.
SEV İlköğretim Okulları nispeten daha genç olmalarına rağmen
oradaki çocuklarımız da yaptıkları sunumlarla, organizasyon
becerileriyle, süreç planlama konusunda inanın uzmanlarla
yarışır düzeydeler. Liselerimizdeki gençlerimiz, biraz da
yaşlarının etkisi ve tecrübelerinin ve sorumluluk seviyelerinin
artmış olması nedeniyle haydi haydi öyleler. Yardımseverlik
duygusu da geliştirilen bir şey. Çocuklara çok küçük yaştan
itibaren yaşlarıyla orantılı toplumsal sorumluluk alma duygusu
aşılanıyor okullarımızda.
Böylesi bir eğitim anlayışı bizim sistemimizde zor bulunuyor...
Yaptığı işi doğru ve düzgün yapmayı öğrenmiş insanlarla
iş yaptığın zaman bir şeyler yakalıyorsun. Adam mesleğini
olması gerektiği gibi icra etmeye çalışıyor. Eğitim sistemi
içinde şu anda en çok kritik ettiğim şey öğretmenlerimizin
yeteri kadar eğitilmemiş olması. Eğer öğretmenlerini yeteri
kadar eğitirsen, o da talebeyi yeteri kadar eğitir. Şu an
Türkiye’nin bir eğitim sorunu var diye herkes söylüyor, ama
nedir bu eğitim sorunu? Türkiye’de eğitimi veren insanların
eğitimi sorun bence. Biz bunu çözersek, zaten birçok şey
çözülecek. İşte bu nedenle bizler SEV olarak öğretmenlerimizin
eğitimine çok önem veriyoruz. Okullarımızda öğretmenlerimiz
hem en iyi sonuç alan uygulamaları, yenilikleri birbirleriyle
paylaşıyorlar hem de dışarıdan konuların uzmanları gelerek
daha iyi nasıl öğretmen olunuru anlatıyorlar. Öğretmenlerimizin
yurtdışında ve yurtiçinde pek çok seminere, eğitime katılmasına
bizler vakıf olarak destek oluyoruz.
Siz Türkiye’nin eğitim sektöründeki öncü kuruluşlarından birinin
yöneticisisiniz. Durduğunuz yerden gelecek nasıl görünüyor?
Birçok şey gelişiyor, teknoloji ve bilgiye ulaşma yolları hızla
ilerliyor. Bizler SEV olarak teknolojiye de öğretmenlerimiz gibi
çok yatırım yapıyoruz. Mesela biz İzmir ve Tarsus’ta iki tane 3D
laboratuvar kurduk. Şu anda Türkiye’de kimsede yok, bir tek
bizim iki okulumuzda var. Özellikle bazı laboratuvar derslerinin
3D anlatılmasının çocuklar üzerindeki etkilerini, araştırmaya ve
görmeye çalışıyoruz. Eğer pozitif bir sonuç alırsak, kitlesel bir
uygulamaya geçebiliriz. Bir taraftan da teknolojik gelişmelere
hızla ayak uydurmaya çalışıyoruz.
Türkiye gelişiyor, ekonomi hızlı büyüyor, o büyüdükçe tabii özel
üniversiteler, vakıf üniversiteleri gelişiyor, özel okullar gelişiyor.
Ama tekrarlayacağım, kim ne derse desin bizim şu anda çok iyi
eğitilmiş, kaliteli, öğretmene ihtiyacımız var. Şu anda piyasada
en büyük talep iyi kalitede öğretmene. Çünkü iyi kalitede
öğretmen bulamazsan iyi talebe yetiştiremezsin.
Siz aynı zamanda bir velisiniz. Peki velilere ne önerirsiniz, bu
sistemden çocuklarını sağ salim çıkarabilmeleri için?
Velilerimize söyleyeceğim en önemli şey, muhakkak çocuklarını
eğitmek için daha çok çaba sarfetsinler. Eğitmekten kastım
anne babanın matematik problemini çözmesi değil, çocuğun
içinde yaşadığı topluma, ortama, insan haklarına saygılı,
doğru düzgün insanlar olmalarını sağlamaktır. Tarih, coğrafya,
matematik gibi dersleri okul öğretecektir zaten, önemli olan
çocuğun evdeki eğitiminin de aynı titizlikle sürdürülmesi.
Çocuğun toplum içinde, diğer bireylerle, arkadaşlarıyla
ilişkilerinde, doğru yemek yemesinde, doğru yürümesinde, özür
dilemeyi öğrenmesinde, kısacası insan olmayı öğrenmesinde
ailenin rolü hayati önem taşıyor.
53