Page 44 - SEV_Junior_Ocak_2012

Basic HTML Version

ilişkilendirilmesine dayalı zihinsel aktivitelerdir. Ardıl bilişsel
işlem, özel bir sıralama ile oluşturulmuş dizinler arasındaki
ilişkiyi belirlemeye dayalı zihinsel aktivitelerdir.
Beyin temelli öğrenme, öğrenenler için, yaşamla iç içe zengin
ve uygun deneyimlerin tasarlanması ve uygulanması; anlamın
özünü kavramaya yönelik etkinliklerin planlanmasıdır.
Beyin temelli öğrenmenin uygulandığı eğitim ortamları
öğrenci merkezlidir. Bu ortam, bireylerin birbirleriyle sosyal
etkileşimde bulunmalarına, fiziksel ve psikolojik bakımdan
tehdit edici olmayan bir sınıf atmosferinde, dayanışma içinde,
etkinliklere doğrudan katılarak, keşfederek öğrenmelerine
olanak sağlayacak biçimde düzenlenir. Geleneksel öğretimde
öğretmenlerin üzerinde durduğu birinci nokta yüzeysel
bilginin kazanımıdır. Bu iletim ise olguların ezberlenerek
mekanik öğrenme becerisine dönüştürülmesiyle sağlanır.
Beyin temelli öğrenmede öğretmenler, zengin ve karmaşık
yapıdaki dinamik bilginin yapılandırılması üzerinde dururlar
(Caine ve Caine, 1997, s. 190). Beyin temelli öğrenmede
öğretmenin rolü, kolaylaştırıcı olarak yön değiştirmiştir.
PASS teorisi bunu yapabilmemize olanak sağlar.
Beyin araştırmaları öğretmen ve öğrencinin anlamayı
artırmak için birlikte çalıştıkları, doğruyu ve yeni çalışma
konularını araştırdıkları bir eğitimi destekler (Stevens,
2001, s. 72). Beyin temelli öğrenmede öğretmen, beyin
fonksiyonlarına ilişkin temel bilgilere sahiptir ve bu bilgisini
etkili biçimde kullanabilir. Başarılı bir öğretmen, beyin
fonksiyonlarına ilişkin bilgisini bazı öğretim tekniklerinin
işe yararken, diğerlerinin neden işe yaramadığını anlamak
için kullanır. Öğretmen, beynin doğasına, işleyiş ilkelerine
uygun yöntem ve teknikleri öğrenme ortamına taşır (Given,
2002, s. 1). Beyin temelli öğrenme sınıflarında öğretmen,
öğrenmeyi zenginleştirmek için tüm öğrencileri etkin
katılmaya cesaretlendirir; öğrencileri tüm farklılıklarıyla
kabul ettiğini gösteren bir ortam hazırlar (Mangan, 1998, s.
207).
Beyin temelli öğrenme sürecinde öğrenme sorumluluğu
tamamen öğrenciye aittir ve öğrenme öğrenci
merkezlidir. Bu yaklaşımda öğrenciler düşünen,
araştıran, eleştiren, nasıl ve neden öğrendiğini
bilen kişilerdir. Bu bağlamda öğrenciler şu
etkinlikleri üstlenir:
• Önceki bilgi, deneyim ve yaşantılarını
sınıfla paylaşır, yeni öğrendikleri ile
önceki bilgileri arasında bağlantı
kurmaya çalışırlar.
• Grup çalışmalarında kendi
paylarına düşen görev ve
sorumluluklarını yerine
getirmeye özen
gösterirler. Konuyla
ilgili kendilerine göre önemli sorular belirleyerek bunların
yanıtlarını bulmaya çalışırlar.
• Konuya ya da sınıf ortamına ilişkin duygularını, kendi
uzmanlık alanları olan konuda derinlemesine araştırma
yaparak çalışmalarını sınıfla paylaşırlar. Konulara ilişkin
kendi metafor ve analojilerini üretirler.
• Öğrendiklerini gözden geçirerek her gün öğrenme
günlüğüne yazarlar.
• Kendi öğrenmelerini değerlendirir ve öğrenme
sorumluluğunu üstlenirler.
Öğrenmeyİ Öğrenmek
Öz Denetİmlİ Öğrenme
Okul müfredatı o kadar çok konu içerir ki belirli bir konuyu
öğrenmek için ayrılan zaman bazı öğrenciler için kesinlikle
yeterli değildir. Bazı öğrenciler daha fazla açıklamaya
ihtiyaç duyarlar. Öğrencilerin çeşitli konuları öğrenirken
harcadıkları süre öğrenme stratejilerine bağlıdır. İkinci
bir etken de öğrenme isteğidir. Öğrencinin ilgisinin
düşük olması ya da görevin zor olduğuna ilişkin
algısı motivasyonunu azaltır.
Öğrencinin farklı içeriklerle çalışmasını ve
bilginin farklı kullanımlarını sağlamak
uzun süreli bellekte bağlar oluşturur.
(Anderson 1996). Öğrenci,
öğrendiği ile ilgili ne
kadar
bilgiye sahip olursa, güdüleyici
geri bildirimler sayesinde
akademik performansı
da o kadar iyi
olur
. Öğretmenler
ÖĞRETMEN,
BEYNİN
DOĞASINA, İŞLEYİŞ
İLKELERİNE UYGUN
YÖNTEM VE TEKNİKLERİ
ÖĞRENME ORTAMINA TAŞIR.
makale
42
sev
jr